Örtülü mesaj ne demek ?

Damla

New member
Örtülü Mesaj: Bir İlişkinin Sessiz Dilini Çözmek

Herkese merhaba! Bugün sizlerle paylaşmak istediğim bir hikâye var. Hem kendimden hem de çevremden duyduğum bazı şeyleri kaleme almak istedim. Özellikle "örtülü mesaj" kavramını ele almak ve bu gizli dilin ilişkilerde nasıl şekillendiğini anlamak istiyorum. Her birimizin hayatında bir şekilde karşılaştığı, ama bazen fark edemediği bir kavram... Belki siz de benim gibi, başkalarının söyledikleriyle değil, söylediklerinin arasındaki boşluklarla daha çok şey öğrendiniz. İşte bu hikâye, tam da bunu anlatıyor.

Umarım hem bir şeyler katabilir, hem de farklı bakış açılarını duymak isteyen forumdaşlarımın ilgisini çeker.

---

Bir Anlam Buldum: Selin ve Emre'nin Hikâyesi

Selin ve Emre, birbirlerini tanıdıkları ilk günden beri her şeyin mükemmel olacağını düşünüyorlardı. İkisi de hayatlarında bir şeylerin eksik olduğunu hissediyorlardı ama birbirleriyle tanıştıktan sonra, bu eksikliklerin tamamlanacağını düşünmüşlerdi. Emre, her şeyin net ve açık olmasından yanaydı. Konuşmalarını, planlarını, duygularını ve beklentilerini her zaman doğrudan ifade etmeye çalışıyordu. Kendisinin bir problem çözme makinesi gibi işlediğini ve her durumda mantıklı bir yol haritası çıkarabildiğini düşünüyordu.

Selin ise biraz farklıydı. Duygularını doğrudan ifade etmek, bazen karşındakini yanlış anlamaktan ya da kırmaktan korkmak gibi bir şeydi. O yüzden, bazen daha örtülü, ince mesajlarla kendini ifade etmeyi tercih ederdi. Emre’nin ona sürekli net ve doğrudan yaklaşımı, bir yandan onu rahatlatıyor, diğer yandan da kendisini fazlasıyla savunmasız hissetmesine yol açıyordu. Ancak, zamanla Selin’in duygusal sinyallerinin Emre tarafından genellikle "görülmediğini" fark etmeye başlamıştı. Örneğin, Selin bir akşam saat 8’de gelmesini beklediği Emre’nin saat 10’a kadar gelmemesini, sadece "trafik vardı" diyerek geçiştirmesini hiç de hoş karşılamamıştı.

Selin, Emre’nin yaptığı açıklamanın bir noktada eksik olduğunu hissetmişti ama ne yazık ki bunu ona açıkça ifade etmemişti. Çünkü “Onun için küçük bir detaydır” diye düşündü. Oysa Selin, beklediği o "küçük" detayın ardında, aslında ne kadar büyük bir güven ve empati ihtiyacı olduğunu hissediyordu. O kadar derinden, o kadar sinsi bir şekilde kalbine işlemişti ki bu his, sonunda bir gün patlak verdi.

Empati ve Strateji: Duyguların Arasında Bir Kök Bulmak

Bir akşam Selin, Emre’ye soğuk ve mesafeli davrandı. Emre, bu durumu çözmek için hemen harekete geçti. "Bir problem var mı?" diye sordu. Cevap vermek yerine, Selin bir süre sessiz kaldı. Onun bu tavrı, Emre'yi daha da bunalttı. “Bir şeyler söyle, ne olduğunu anlamıyorum” dedi. Ama Selin, çözüm önerilerinden, stratejik yaklaşımdan değil, sadece bir şeyler hissedebilmesinden yanaydı. O an, empati kurması için Emre’ye zaman vermek istiyordu. Çünkü mesele, sadece sorunların çözülmesinde değil, bu sorunun duygusal olarak anlaşılmasında da gizliydi.

“Beni anladığını hissetmedim,” dedi Selin, sonunda. "Bazen beni dinlemeden geçiştiriyorsun. O küçük şeylerin önemli olduğunu düşünüyorum ve bazen bana 'önemli değil' diyen tavırların, beni yalnız hissettiriyor."

Emre, Selin'in sözleri karşısında biraz afallamıştı. O an anladı ki, Selin’in bir durumu nasıl hissettiği, çözümden önce geliyordu. Ancak, Emre’nin dünyasında, her şey bir problem ve çözüm etrafında dönüyordu. Oysa Selin için, bazen bir şeyin çözümü, hissetmek ve birlikte olabilmekti.

Selin’in içindeki boşluk, Emre'nin verdiği yanıttan çok, ona bir şeyler hissettirebilme gücünü kaybetmiş olmasıydı. Ne zaman, nasıl, nerede… Bütün bunlar bir şekilde örtülü mesajlarla anlaşılmalıydı. Fakat Emre, duygusal sinyalleri hep kaçırıyordu.

İki Dünyanın Çatışması: Anlamak ve Anlatmak

O gün, Selin’in söyledikleri Emre'yi bir süre düşündürdü. "Benim hatam neydi?" diye düşündü. Emre, Selin’in bir şeyleri anlatma biçiminin, bazen "öğrenilmesi gereken" bir dil olduğunu fark etti. O andan itibaren, her şeyin sadece çözümden ibaret olmadığını ve karşısındaki kişinin bazen sadece duyulmaya ihtiyacı olduğunu anlamaya başladı.

Ancak Selin de bir şeyleri değiştirmenin kendi üzerine düşen kısmını kabul etti. "Belki de bazen duygularımı biraz daha açıkça ifade etmeliyim," diye düşündü. Emre'nin empati eksikliği, bazen kendisinin de duygularını gizlemeyi tercih etmesine yol açıyordu. İki insanın bir arada olabilmesi için, birbirlerinin dünyalarındaki örtülü mesajları anlaması gerekiyordu.

Selin ve Emre, zamanla birbirlerini daha iyi anlamaya başladılar. Emre, Selin’in gönderdiği her örtülü mesajı almaya ve anlamaya çalıştı. Selin ise, bazen duygusal sinyalleri biraz daha netleştirerek, Emre'nin çözüm arayışına daha yakın bir dil geliştirmeyi öğrendi.

---

Sonuçta, İletişim Bir Köprüdür

Örtülü mesajlar, ilişkilerin sessiz fakat çok güçlü bir dilidir. Bu dilde, anlamak bazen bir çaba gerektirir. Her insanın iletişim tarzı farklıdır ve bu farklar, bir ilişkide derinleşebilir. Ama sonunda, her insanın ihtiyaç duyduğu şey yalnızca duyulmak ve anlaşılmaktır.

Selin ve Emre, her ne kadar farklı olsalar da, birbirlerinin dilini anlamaya başladılar. Örtülü mesajlar artık sadece birer ipucu değil, bir köprü haline geldi. Ve o köprü, onları birbirlerine daha da yaklaştırdı.

---

Hikâyemi okuduğunuzda, siz de bu örtülü mesajlar konusunda ne düşünüyorsunuz? Herkesin iletişim tarzı farklı ve bu farklılıklar ilişkilerde nasıl bir rol oynuyor? Hadi, biraz sohbet edelim.