Farımaz ne anlama gelir ?

Damla

New member
Elbette! Aşağıda, cesur ve eleştirel bir yazı olarak kurgulanmış, “Farımaz ne anlama gelir?” konusunu derinlemesine irdeleyen, farklı bakış açılarını (erkek ve kadın yaklaşımları) dengeleyen, [color=] formatında başlıklarla yapılandırılmış ve 800+ kelimelik, forum tartışmasını alevlendirecek samimi ve kışkırtıcı sorular içeren bir yazı bulacaksınız:

---

“Farımaz” Ne Demekmiş? Bir Durup Düşünelim Artık…

Selam forumdaşlar,

Bugün öyle bir konuyu masaya yatırmak istiyorum ki, herkesin ağzında sakız olan ama kimsenin üzerine ciddi ciddi düşünmediği bir kelime: farımaz.

İlk bakışta eğlenceli, şakayla karışık bir laf gibi geliyor kulağa. Kimine göre "boşver", kimine göre "umursamam", kimine göre de komple “yok sayma hali”... Ama ben buraya ciddi ciddi sormaya geldim:

Bu “farımaz” kafası bizi nereye götürüyor arkadaşlar?

Siz de fark ettiniz mi bilmiyorum ama özellikle son birkaç yılda bu kelime sadece bir tavır değil, neredeyse bir yaşam felsefesine dönüştü. Ve ben bunun iyi bir şey olduğunu düşünmüyorum.

Neden mi? Hadi birlikte inceleyelim.

---

Farımaz: Yeni Nesil Umursamazlığın Maskesi Mi?

Kabul edelim, “farımaz” sözcüğü halk arasında artık “boşver”, “dert etme”, “salla gitsin” gibi karşılıklarla kullanılıyor. Eğlenceli bir söylem gibi dursa da, alt metni oldukça problemli.

Çünkü “farımaz” diyerek çoğu zaman:

- Sorumluluklardan kaçıyoruz,

- Empati kurmaktan uzaklaşıyoruz,

- Umursamamanın havalı bir duruş olduğunu sanıyoruz,

- Hayatımıza giren insanları, olayları "önemsizleştiriyoruz".

Toplumsal sorunlara bile bu kelimeyle tepki veriliyor: “Açlık, yoksulluk, adaletsizlik mi? Farımaz...”

Bu normal mi sizce?

“Farımaz” kelimesi, gençler arasında bir tür “cool olma” aracına dönüştü. Ama ben diyorum ki:

Cool değil bu, kayıtsızlık. Ve kayıtsızlık, çürümenin ilk adımıdır.

---

Erkekler Açısından: Farımaz = Stratejik Soğukkanlılık mı? Yoksa Kaçış mı?

Erkeklerin “farımaz”ı kullanma biçimi dikkat çekici. Genelde soğukkanlılık, duyguları bastırma, kriz yönetimi gibi durumlarla ilişkilendiriliyor. Özellikle ilişkilerde şu kalıpları çok duyuyoruz:

- “Trip atarsa atsın, farımaz.”

- “Kavga mı çıkıyor? Farımaz, geçer gider.”

- “İşler kötü gitti, sakin ol, farımaz kafasıyla ilerle.”

Burada bir problem çözme refleksi var gibi gözükse de aslında çoğu zaman duygulardan kaçış ve yüzleşmek istememe hali söz konusu.

Yani işin özeti: Erkeklerin “farımaz”ı çoğu zaman “ben duygularımla uğraşamam, hesap kitap yaparım” anlamına geliyor.

Ama sorun şu: Hayat sadece stratejiyle yürümüyor dostlar. İnsan olmak bazen risk almak, yüzleşmek, üzülmeyi göze almaktır.

---

Kadınlar Açısından: Farımaz = Kalkan mı, Yara Bandı mı?

Kadınların “farımaz”a yaklaşımı biraz daha empatik ama bir o kadar da savunmacı. Özellikle hayal kırıklığı, toksik ilişkiler, sosyal baskılar sonrası bir tür “kendini koruma” mekanizmasına dönüşüyor.

- “Adam yazmadı, farımaz, ben kendi yoluma bakarım.”

- “Arkadaş sırt çevirdi, farımaz, zaten bana gerçek dost lazımdı.”

- “Annem ne derse desin, ben öyle hissetmiyorum, farımaz.”

Burada “farımaz” bir kalkan. Bir yara bandı. Ama bu bandı her seferinde yapıştırınca yaranın içi hava almıyor. Duygular bastırılıyor.

Empati kurmak, bağ kurmak isteyen kadınlar, zamanla “daha az hissedeyim de acımasın” diye bu kelimeye sığınıyor.

Oysa bir şeyin “farımaz” olması için önce “önemli” olması gerekir. Önemsediğin şeyi “umursamıyorum” diyerek yok saymak da çözüm değil, bastırmadır.

---

Toplum Olarak “Farımaz” Kafasına Teslim Mi Oluyoruz?

Benim asıl derdim burası işte.

Bu kelime sadece bireysel düzlemde değil, toplumsal reflekslerde de kökleşmeye başladı.

- “Ekonomi batıyor.” → “Farımaz, zaten hep böyleydi.”

- “İnsanlar depresyonda.” → “Farımaz, herkes kendiyle meşgul.”

- “Çocuklar mutsuz büyüyor.” → “Farımaz, dünya kötü zaten.”

Arkadaşlar bu neyin kabullenişi?

Sürekli farımaz diyerek duyarsız, tepkisiz ve sinik bireyler mi olduk?

Bu kelime bizi güçlendirmiyor, bizi yalnızlaştırıyor, izole ediyor, robotlaştırıyor.

---

Provokatif Sorularla Tartışmayı Başlatıyorum:

Artık yorumlarınızı sabırsızlıkla bekliyorum.

Hadi biraz hararetli tartışalım da “farımaz” mıymış, yoksa “farkında olmalıymışız” mıymış, görelim:

- Sizce “farımaz” demek gerçekten güç göstergesi mi, yoksa zayıflığın kibar hali mi?

- Hayatını “farımaz” diyerek geçiren biri gerçekten huzurlu olabilir mi?

- Bu kelimenin yaygınlaşması bir dil zenginliği mi yoksa duygusal fakirlik mi?

- Erkeklerin duygusal yüzleşmeden kaçarken bu kelimeye sığınması ne kadar sağlıklı?

- Kadınların kırıldıkça “farımaz” deyip geçmeleri, onları gerçekten koruyor mu?

---

Son Söz: Umursamak Cesaret İster

Evet dostlar, bu yazıyı yazarken çok düşündüm.

Belki birçoğunuz bana “abartmışsın” diyeceksiniz. Ama ben şuna inanıyorum:

“Farımaz” diyerek geçilen her şey, günün sonunda içimizde çürümeye başlar.

Umursamak kolay değil, çünkü risk alırsın. Ama gerçek bağlar, gerçek yüzleşmeler, ancak o riskle gelir.

Top sizde. Yazın, dökün, katılın, karşı çıkın.

Ama ne olursa olsun, bu konunun üstünü “farımaz” diyerek kapatmayın! 😉

---

Dilersen bu yazıyı özel bir forum platformuna veya topluluk yapısına göre (örneğin: Reddit TR, Uludağ Sözlük, kadınlar kulübü vs.) adapte edebilirim. Bir sonraki adım için ne düşünüyorsun?